Skip to content

hayatımın en kötü günü

“İçinde inanılmaz bir sıkıntı vardı. yetiştirmem gereken iş için ne bir türlü dikkatimi toplayabiliyor, nede tek satır kod yazabiliyordum. ne yaparsam fayda etmiyordu. yatıp erken kalkmayı planladım ancak ondada başarısız oldum. uykudan eser yoktu. üstelik o kadar kafeinden sonra kim uyuyabilirdi ki.

Sinemim Türkiye’ye dönmüş olabileceğini düşünerek onu aradım. onunla konuşmak hep iyi gelmiştir. uzun bir süre bekledikten sonra telefonu açan Funda teyze oldu. nezaket gereği funda teyze ile kısa bir süre nasılsınız iyimi siniz muhabbeti yapmak istedim ancak Funda teyze daha fazla dayanamadı ve ağlayarak ; biliyorum Sinemi istiyorsun ama Sinem otel odasında bayıldı, hastaneye getirdik doktorlar beyin kanamasını geçirdiğini söyleyerek acil olarak ameliyata aldılar dediğinde benim dilim tutulmuş Funda teyzenin ağlayarak anlattıklarını dinliyordum. Funda teyze kapatmam lazım gelişme olursa ben sizleri ararım dedi ve telefonu kapattı.

Bir anda her şey sustu ve karardı sanki. kaç dakika öylece kaldım bilmiyorum. kendime geldiğimde Sinemim inanmadığı tanrıdan ondan ona yardım etmesini istiyordum. içim içimi yiyor dua etmekten başka elimden bir şey gelmiyordu. ikide bir telefona bakıyor çalmasını, funda teyzenin iyi bir haber vermesini bekliyordum.

Telefondan, funda teyze ile görüşme saatime baktım. bir saatten fazla bir zaman olmuştu. tekrar aradım ancak ulaşılamıyordu. birden sinemin telefonunu aradığımı hatırladım ve funda teyzeyi kendi telefonundan aradım ancak ona da ulaşamıyordum. bir haber alamamak beni dahada fazla strese sokuyordu. bu sırada Kaanı aramayı ondan haber almayı akıl edebildim ancak Kaan da bir haber yok şu an en uygun uçaktan bilet ayarlamaya çalışıyorum senin adına da bilet alıyorum gözlerini açtığından seni görmesi daha çabuk düzelmesine yardım edeceğini benimde hazırlanmamı ve beni her türlü gelişmeden haberdar edeceğini söyledi. ama ben yurt dışına çıkamazdım ki. pasaportum bile yoktu.

Dakikalar geçmiyordu. ilk kez bu kadar çaresiz hissediyordum kendimi pencereden gecenin karanlığına bakarken.

Geçmişte yaşananlar bir bir beynimde canlanıyor bunlar biyolojik olarak da az çalışan göz yaşı bezlerini harekete geçiriyordu.

İçimdeki hise her zaman güvenirdim ancak bu sefer güvenmek, Sinemi kaybetmek istemiyordum. evet sonunda itiraf ediyordum onu hala seviyordum ve bunu ona tekrar söylemek istiyordum. aklıma en kötüsü geliyordu ve kendimi rahatlatma çabalarım pek işe yaramıyordu.

Hep derler ya insan elindekinin kıymetini yitirince anlar diye.”

Back To Top